........................................

Premium Blogger Themes - Starting From $10
#Post Title #Post Title #Post Title

UNUTKANLIKLAR!!

Şu sıralar o kadar çok okulla, şununla, bununla uğraşıyorum ki, herşeyi bi sonraki güne ertelemekten burayı çok aksatmışım, farkındayım hatalıyım. Sevgili adaşımın ben bir blog açmak istiyorum demesiyle bende bir blogum olduğunu yavaştanda olsa anımsadım ve yazasım geldi bilmiyorum aslında blogun formatını da değiştirmeye de karar verdim diyebilirim artık daha çok kendimden yazacağım. Tabi aksatmassam:) Neyse yaşıyorum, burdayım, nefes alıorum, vs. Çook yakında görüşmek üzere:))
[ Read More ]

TAZE BİTTİ...

Kitap okumayı severim ben, çok severim hatta. Ama her zaman da mümkün olmuyor. Bu ay boş duracağımdan geçen gün gittim bol bol kitap aldım kendime. Duyduklarım ya da internet sitelerinden araştırmalarım sonucunda kavuştum kitaplarıma:) 
İlk kitap resimden anlaşılcağı üzere Canan Tan-İz ve başlıktan anlaşılacağı üzere taze bitti. Aslında biraz sindire sindire okumak istedim kitabı o nedenle 3 güne sığdırdım. Yavaş yavaş tadına vararak okudum bu sefer. Oldu bittiye getirmek istemedim belki de. 
Cana Tan'ın birkaç roman8ını okumuştum daha önce en çok beğendiğim "En Son Yürekler Ölür" olmuştu. Peki "İz"i okuduktan sonra fikirlerim değişti mi? Bilmem değişti galiba. Sevdim ben bu kitabı. Heleki ilk 200 sayfasına kadar, salya sümk ağladım yahu! Yani ağlama rekoru kırdığım kitaptır diyebilirim Bilmem bana çok duygusal geldi. Aslında bundan önce en çok Demet Altınyeleklioğlu'nun "Moskof Cariye Hürrem" kitabında Şehzade Mustafa'nn öldüğü sahneye bi o kadar ağlamıştım . Normalde pek ağlayamam ama gerçekten çok farklı bir sahneydi. Bildiğiniz gibi "Muhteşem Yüzyıl" diziside bu sezon Şehzade Mustafa büyüyor ve yerine Mehmet Günsür'ün geleceği söyleniyor. Gerçekten dizinin çok sıkı takipçisi olmasan da bu öldürülme sahnesini izleyeceğim. Bakalım dizide de kitaptaki duyguyu verebilecekler mi?
Nereden nereye geldim:) Neyse gelelim kitaba, beğendim mi? Çok beğendim, Önerir miyim? Kesinlikle. Sadece sonunu pek sevemedim ama olsun herşeye rağmen "İz" bende de bazı izler bıraktı...
sheJJ(:
[ Read More ]

ESKİ POSTA İTHAFEN... (M.E.Ç maceraları 1)



Şimdi gördüm uzunn bir zaman öce "Adalar Modalar" diye bir post yazmış ama yalnız adaları anlatmışım. E malum o aralar modaya gidememişim daha neyse. 
Ben kendimi bildim bileli İstanbuldayım yani burada doğdum burada büyüdüm burada yaşıyorum. Ama İstanbul'da yaşayanlar bilir hangi kıtda yaşıyorsanız ona göre şekilleniyorsunuz. Yaşadığınız kıtayı daha çok geziyorsunuz daha çok biliyorsunuz, hep diğer kıtadan "karşı taraf" diye bahsedip pek alakadar hissetmiyorsunuz kendinizi karşı tarafla.. Oysa bir hata var burada, sonuçta her yer İstanbul değil mi?
Ben Avrupalıyım anlamaM Asyadan dicem olmayacak, şaka bir yana gerçekten de çok bilmediğim yer var karşı yakada. Son zamanlarda arkadaşlarımla bir çok sefer düzenlememize rağmen belirli yerlere gittiğimizden bu kısır döngü devam ediyor. 
Çok zaman olmadı aslında bizim gezi. İlkbaharın başladığını zannedip kışla ilkbahar arasında gidip gelen günlerden birinde 1 hafta öncesinden ayarlanmış gezimize her zamanki gibi Eminönü- Kadıköy iskelesinde buluşmayla başlıyor. Tabi 1 eksikle Ç burada,M de eee E nerdeee? E yoldadır ama bir türlü gelemiyordur.
 1. vapur gitti...
2. vapur  gitti...
3. vapur gitti....... vee o da ne E yolda görünür ki ne görünmek, sabah sabah hiç bir şeye o kadar güldüğümü hatırlamıyorum , ve buradan biricik arkadaşımdan o koşuşa o kadar güldüğüm için çok özür diliyorum.  Neyse uzatmayalım binilir vapura
-ee neyle gidek modaya?
-E ben 1 kere trenle(gezi treni misali nostaljik olanından) gitmiştim ama?
Neyse   karar verilir yürümeye 15 dk ya sürer ya sürmez diyordur tecrübeli arkasdaşımız. Neyse yürünür ve yürünür. Tabi acıkılır ve bir pastane bulunup poğaçalar alınır(amaç sahildeki çay bahçelerinde bunları bir güzel mideye indirmek) ve yapılırda. Gerçekten de temiz hava içinde mis gibi yenir poğaçalar. Hem çay bahçesine neden şunu getirdin, neden bunu getirdin tantanası olmadan mis gibi çaylar eşliğinde(ben çay içmem o hariç) yenilir. Yollara düşülür yin 2. görev moda iskelesini bulmak . Ama ama o da ne 4 adet boş salıncakkkk!!! Nayır nolamaz.. En savdiğim sonradan M ninde benim kadar sevdiğini öğrendiğim hatta hagimiz daha yükseğe çıkabilir yarışı da dahil bütün aktivitilerimizi gerçekleştirdiğimiz 4 salıncak... Gerçekten de uzun zamandır salıncak üzerinde bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. Hele ki söylemeden geçemeyeceğim sevgili M nin salıncaktan uçma hikayesi var ki sormayın gitsin hemide kanıtlı:)) Ayy aklıma geldikçe gülüyorum. Canım arkadaşım benim bu postun başlığına o resmi koysam emin ol blog yıkılırdı:))) Ama merak etme bu foto benle mezara kadar gider:)))) Salıncakta o  kadar çok oyalandıkki şahsen ben indiğimde ellerimin acısından duramadı, o kadar çok sıkmışım ki demirleri:)) 
Neyse salıncağa binip 1 ton fotoğraf çekildikten sonra sonnda geldik iskeleye orada da 1 ton fotoğraf:) Ama söylemeliyim ki ben çok sevdim bu iskeleyi, restoranı, herşeyini. 
Hava biraz bozunca ee tabi yorulunca dönelim dedik yine aynı yolu alarak(tabi bu sefer nostaljik tren ile:)) gerisin geriye döndük tabi ee Eminönüne gelmişken balık, kuş , böcek, çiçek bakmadan geçmeyenlerdeniz biz ee malum meslek icabı:)) onlarada bakıverdik bi koşturmayla.
Ve bir M.E.Ç günü de böyle bitti. Buraya kendi çektiğimiz bi fotoyu koyabilmeyi isterdim ama malum biz olunca her fotoda kendimiz çıkalım diye 1 tane bile şöle gittiğimiz yeri çekemiyoruz,. Çok tuhafız çoook..
Dediğim gibi ben sevdim Modayı, yine gider miyim? Giderim. O sefer de bol bol foto çekip buraya yüklerim.
Bir sonraki maceraya kadar bye bye....
sheJJ(:
[ Read More ]

ARALIKLAR....UZUN ZAMANLAR.... MEVSİMLER.. HATIRALAR..


Zaman hiç durmadan dinlenmeden devam ediyor. Bazen çok bezdiğiniz zamanlar olur hani, canınız hiç bir şey yapmak istemez. Hep oradasınızdır ama eliniz gitmez dokunamazsınız bir şeylere. İşte, geçen zaman da böyleydi benim. için, hep buradaydım ama hiç yoktum aynı zamanda. Yazmak yerine okumayı yeğledim Hep okudum, herkesi okudum. Bazen sevemedim ısınamadım, bazen o kadar hoşuma gitti ki başkalarının hayatlarını okumak içinde hissettim kendimi. Okulu da yarıladım aynı zamanda. Üstümdeki yük 1 kat daha arttı. Gelecek telaşları çoğaldı. Hayatın gösterecekleri yine belli değil karşıma neler çıkartacak nerelerden su gibi akıp geçmemi, nelererde durup dinlenmemi hatta tökezlememi isteyecek bilmiyorum. Gerçi kim bilebilir ki bunları? 
O kadar sevdim ki sizlerin hayatlarını okumayı dayanamadım sonunda yazmaya koyuldum. Bilmiyorum yine böyle uzun uzadıya aralar verir miyim? Umarım vermem ve devam ederim yolumda. Yeni bir başlangıç yapmaya geldim ne de olsa:))
sheJJ(:
[ Read More ]

HERKES GİRMİŞTİ DEĞİL Mİ POLEMİĞE?

Ne çok tatışıldı değil mi şu dizi? Biz millet olarak akımıza gelebilecek her konuyu milli mesele haline dönüştürmeyi çok seviyoruz galiba he bide özeleştiri yapmaktan da nefret ediyoruz o ayrı.
Aslında bu dizinin brnim için farklı bir konusu var, Dizi başlamadan 4-5 ay önce kitap almak için bir kitaçıya gittim, tarihi konulara merklıyımdır aslında biraz da ondan Demet Altınyeleklioğlu'nun Mahpeyker adlı romanını gördüm tam alıyordum ktapçı bana onun ilk kitabının Hürrem olduğunu söyledi. Kitap o kadar kalındı ki gözüm korktu ama dedim tatillim var okurum. Ben o kitabı 2 gecede bitirdim tabi, en az 15 gün vermiştim ama. Sonra ben Sultan Sülümanı bir sev bir sev ki sorma gitsin. Sülüman diye yatıyorum Sülüman diye kalkıyorum bide arkadaşlarla Sultan Sülüman kavgası ediyorum. Aradan bir kaç ay geçti bir baktım ki dizi başlyor. Tabi ilk başlarda çok sevindim, ben o kaçyüz sayfayı okumuşum, boşuna gitmedi diye. Ama sonra çıkan yorumlara o kadar üzüldüm ki! Gerçekten ben de okuduğumda şaşırmıştım ama kitapta da genelde harem hayatı vardı. Böyle bir dizinin yapılıpta en azından reyting alabilmesi iin bunun yapılması da gerekiyor aslında. Tamam asla inkar edemeyiz ki, Kanuni Sultan Süleyman döneminin en çok sefere katılan ve döneminde Osmanlı toprakları en uç sınırlara kadar ulaştırmıştı, bu yadsınamaz bir gerçek. Ama tarihçi ve aynı zamanda bu dizinin tarih danışmanlığını yapan Erhan Afyoncu'nun dediklerine de katılıyorum. Sonuçta bu bir dizi ve padişahın sadece seferlere gidip gelmesini ele alan bir dizi yapsalardı ne dizinin izlenebilirliği olurdu nede bu bir dizi değil bir belgesel olurdu. 
Tabiki de Osmanlı padişahları benim de çok saygı duyduğum özellikle Mısır seferinden sonra dini lider görevi de gören gayet saygıdeğer şahıslar. Ama bence insanlara bizim şunu anlatmamız lazm. Osmanlıda bir Harem hayatı vardı. Bunu saklayıp gizlemenin bir mantığı yok. Ve Osmanlıda harem çok önemliydi aslında.
Nese çok konuştum galiba, bence izlemek isteyen izlesin, istemeyen izlemesin, ne gereği var bu kadar polemiğin. Bu ülkede o kadar çok sorun varken dizilerin bile bu kadar tartışılmasını gereksiz buluyorum. Hem bu kadar karşıt görüşlü insan olduğu söylenirken bir dizi nasıl nu kadar reyting alır onu da anlamıyorum..
                                  sheJJ(:
[ Read More ]

UZUUUN ARALAR....

Çok uzun zaman oldu yazmayalı galiba. Aslında tam yazayım dedikçe gitti benim ilham pericikleri. Bayramlar, yılbaşı herşey de geçti. Neyse benim periler de geri geliyor galiba. Ne oldu şu sıralar, aslında bişey olmadı. Okul tatile girdi, ben stajımı yaptm, bütlere girdim vs. vs. Hala tatildeyim ve evde pinekliyorum anlayacağınız. Aslında uzunca birsüre bloga girmemek biraz unutturmuştu ama bugün Google amca hemen acil servisle hatırlattı. Haha. Gerçekten, bugün eve bi geldim posta kutusunda benim adıma bir zarf Kimden? Google? Ben bir şaşırdım ki sorma, ahh ahh keşke sana iş felan teklif ediyoruz deseydiler de gitseydim buralardan:) Şaka bir yana cidden bir blogum olduğunu ve yazmam gerektiğini hatırlamış oldum böylece. Artık şu 2 hafta da bol bol yazmayı planlıyorum. Neyse benden herkese iYi geceler. Umarım iyisinizdir))
                                                                                                                                            sheJJ(:
[ Read More ]